"Know" Ne Demek? Anlamı, Kullanımı ve 40 Örnek Cümle | İngilizce Günlük Konuşmalar
![]() |
Know-Bilmek-Türkçesi-İngilizcesi |
"Know" Ne Demek? Anlamı, Kullanımı ve 40 Örnek Cümle
İngilizce "know" kelimesi, bir şeyi bilmek veya farkında olmak anlamına gelir. Bu fiil, bilgi edinmek, deneyim veya hakimiyet kazanmak için kullanılır. Örneğin, "I know the answer to the question" (Sorunun cevabını biliyorum) gibi bir cümlede, kişi bilgiye sahip olduğunu ifade eder. Ayrıca, "know" kelimesi, tanıma anlamında da kullanılabilir, örneğin "I know her very well" (Onu çok iyi tanıyorum). Bu yazıda, "know" kelimesinin anlamını, okunuşunu ve kullanımını detaylı bir şekilde ele alacak ve farklı zamanlarda kullanıldığı 40 örnek cümleyle pekiştireceğiz. İngilizce kelime bilginizi geliştirirken, "know" kelimesinin doğru kullanımını öğrenmek faydalı olacaktır.
İşte "Know" kelimesinin farklı zamanlarda kullanıldığı 40 örnek cümle:
✅ Olumlu Cümleler
I know the answer to the question. (Sorunun cevabını biliyorum.)
She knows how to play the piano. (O, piyano çalmayı biliyor.)
They know the way to the restaurant. (Restorana giden yolu biliyorlar.)
He knows a lot about history. (O, tarih hakkında çok şey biliyor.)
We know each other very well. (Birbirimizi çok iyi tanıyoruz.)
❌ Olumsuz Cümleler
I don’t know what to do. (Ne yapacağımı bilmiyorum.)
She doesn’t know how to fix the car. (O, arabayı nasıl tamir edeceğini bilmiyor.)
They don’t know where the meeting is. (Toplantının nerede olduğunu bilmiyorlar.)
He doesn’t know anyone in the room. (O, odadaki kimseyi tanımıyor.)
We don’t know when the event will start. (Etkinliğin ne zaman başlayacağını bilmiyoruz.)
⏳ Şimdiki Zaman (Present Tense)
I know that you are working hard. (Sıkı çalıştığını biliyorum.)
She knows it’s important to stay healthy. (Sağlıklı kalmanın önemli olduğunu biliyor.)
They know how to solve this problem. (Bu problemi nasıl çözeceklerini biliyorlar.)
He knows the city very well. (Şehri çok iyi biliyor.)
We know the rules of the game. (Oyunun kurallarını biliyoruz.)
⏪ Geçmiş Zaman (Past Tense)
I knew she would be upset. (Onun üzülmesini biliyordum.)
She knew the answer to the question yesterday. (Dün sorunun cevabını biliyordu.)
They knew it was a difficult decision. (Bunun zor bir karar olduğunu biliyorlardı.)
He knew I was telling the truth. (Benim doğruyu söylediğimi biliyordu.)
We knew each other in high school. (Lise zamanlarında birbirimizi tanıyorduk.)
🔮 Gelecek Zaman (Future Tense)
I will know the results by tomorrow. (Sonuçları yarına kadar bileceğim.)
She will know more after the meeting. (Toplantıdan sonra daha fazla bilecek.)
They will know whether they passed the test soon. (Yakında sınavı geçip geçmediklerini bilecekler.)
He will know if he’s accepted to the program next week. (Gelecek hafta programa kabul edilip edilmediğini bilecek.)
We will know the final decision tomorrow. (Final kararı yarın öğreneceğiz.)
❓ Soru Cümleleri
Do you know where she went? (Onun nereye gittiğini biliyor musun?)
Does she know the way to your house? (O, evine giden yolu biliyor mu?)
Did they know about the surprise party? (Onlar sürpriz parti hakkında bilgi sahibi oldular mı?)
Is he knowing what he’s doing? (Ne yaptığını biliyor mu?)
Will we know the answer soon? (Yakında cevabı bilecek miyiz?)
🔄 Modallar ve Şart Cümleleri (If Clauses & Modals)
If you know the answer, please raise your hand. (Cevabını biliyorsan, lütfen elini kaldır.)
I should know the result by now. (Sonucu şu ana kadar bilmeliyim.)
They might know a better solution. (Daha iyi bir çözümü biliyor olabilirler.)
He could know more about the topic if he researched it. (Konuyu araştırsa, daha fazla şey öğrenebilir.)
We must know the truth before making a decision. (Karar vermeden önce gerçeği bilmemiz gerek.)
🔁 Deyimler ve Günlük Kullanım (Phrasal Verbs & Idioms)
She knows the ins and outs of the business. (İşin ince detaylarını çok iyi biliyor.)
They know their stuff. (İşlerini çok iyi biliyorlar.)
He knows how to get things done. (İşleri nasıl halledeceğini biliyor.)
We know what we’re doing here. (Burada ne yaptığımızı biliyoruz.)
You know better than to argue with her. (Onunla tartışmak istemediğini çok daha iyi bilirsin.)
Bu cümleler sayesinde "know" kelimesinin anlamını ve kullanımını pekiştirebilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder